BaBuGoY KöYü WeB SiTeSi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
BaBuGoY KöYü WeB SiTeSi

BaBuGoY KöYü


    KABARDEYLERDE DÜĞÜN-3

    samil06
    samil06
    ADMİN
    ADMİN


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 331
    Yaş : 39
    Nerden : ANKARA
    Sülale : SHİKUE
    Ruh Hali : KABARDEYLERDE DÜĞÜN-3 Idaree11
    Kayıt tarihi : 02/06/08

    Kişi sayfası
    Deneyim:
    KABARDEYLERDE DÜĞÜN-3 Img_left100/100KABARDEYLERDE DÜĞÜN-3 Empty_bar_bleue  (100/100)
    Basari Puani:
    KABARDEYLERDE DÜĞÜN-3 Img_left100/100KABARDEYLERDE DÜĞÜN-3 Empty_bar_bleue  (100/100)

    KABARDEYLERDE DÜĞÜN-3 Empty KABARDEYLERDE DÜĞÜN-3

    Mesaj tarafından samil06 Salı Haz. 03, 2008 11:57 am

    Akşam üzeri yaşlılar, genç evlilere konuk olur. Bir köşede bir kaç genç kız ve kapı dibinde genç erkekler dururlar. Bunların görevi yaşlılara hizmet etmektir. Müzisyen (Pşınave) hazır bulunmaktadır. Enstrümanı iki tellidir. Gelin, konuklara içki ikram eder, müzisyen çalmaya başlar, bir delikanlı bir kızla dans eder, yaşlılardan birine yaklaşır, saygıyla şapkasını çıkararak selam verir, dansa davet eder. Yaşlı, gencin davetini kabul ederek dansa kalkar ve oda aynı şekilde diğer bir yaşlıyı dansa kaldırır. Herkes sırayla dans ettikten sonra ev sahipleri oyuna kaldırılır. Fakat bunlar bir kaç tas içki içmek suretiyle dans etmekten kurtulurlar. Geguak'o (Ceguak'o) denilen gezginci şarkıcı, sosyal yaşamda çok büyük rol oynamaktadır. Bu gezginci şarkıcılar eski Kabardey'de bir zamanlar çok önemliydiler. Onlar bir nevi destancıdırlar ve her türlü kahramanlık şiirleri bestelerlerdi. Köy köy gezerler, eğlencelerin de sevilen ve sayılan davetlileri arasındaydılar.

    Şarkılara iki telli enstrümanlarıyla eşlik ederlerdi. Halk arasında çok sayılırlar, şiirlerini hiç kimseden çekinmeden özgürce söylerlerdi. Günümüzde Geguak'o lar Kabardeylerin tarihi kahramanlık destanlarını bilen kişilerdir. Düğünlerde ise, şahıslar üzerine güldürücü, düşündürücü alay edici şarkılar bestelerlerdi. Burada da Geguak'o ya bir tas içki verilince mutluluk dileğinde bulunan şiirler söyler, çevrede bulunanlar "amin" diye cevap verirler. Ardından sınırsız fantezi içinde şiirler söylemeye başlar, her seferinde, eğer kadınlar yoksa biraz daha ileriye gider, fakat genç kızlardan hiç çekinmez. Ben burada o şiirlerden bazılarını mümkün olduğu kadar kelimesi kelimesine tercüme etmeye çalışacağım:

    "Tanrı bu küçük gelini uğurlu ayakla evinden çıkıp yeni evine girmesini nasip etsin.
    Bize uğur getirsin.
    Köyüne ve evine bolluk getirsin.
    Tanrı onun getirdikleriyle burada bulunanları bal ile saç gibi birbirine
    kaynaştırsın.
    Tanrı çok erkek çocuğu versin.
    Uzun ömürlü olsunlar.
    Diktiği hiç sökülmesin.
    Keçi gibi neşeli, koyun gibi yumuşak, toprak gibi cömert olsun.
    Kalbi, sevgiyle ateş gibi yansın.
    Tanrı, tüm bunları ihsan eylesin.
    Şimdi kendisine mutluluk, şan şöhret, çocuklarına uzun ömürler dileriz.
    Anavatanın dürüst savunucusu olsunlar.
    Namları 9000 yıl boyunca anılsın, içki dolu tas üzerine.
    Bu Thaghelec'in altınıdır.
    Kara saban ile kazanılan öküzlerimizin teri; bu altınla mutluluk diliyoruz. Ama bazıları bununla atlarını besliyor.
    Bahar gelip kargalar gaklayınca, kuşlar yuva yapınca
    Çiftçiler çift sürmeye başlayınca, herkes toprağa dağıldığında.
    Tanrı topraktan rahmetini esirgemesin.
    Dansları büyütsün.
    Bolca rahmet ve ürün versin .
    Tahıllar atlıların boylarını aşsın, yayalar ellerini kaldırınca yetişmesinler.
    Başaklan araba tekerleği kadar ağır olsun.
    Ambarlardaki tahıl o kadar çok olsun ki ambarların köşelerini çökensin.
    Bir avuç tahıl, sandıklan doldursun.
    Tahılın ağırlığından arabaların dingilleri kırılsın.

    Tanrı bize bunları versin!

    Tanrı bu genç çifte her sene on araba tuz versin.

    Ve seksen araba darı versin.

    Bu genç çifte ve tüm köylüye Tanrı bolluk içinde bir hayat versin.

    Her evde dokuz ambar, dokuzu da tepeleme tahıl dolu olsun.

    Etrafa dökülenden de içki yapmak için yeterli olsun.

    Dağların yamaçları bunların yılki atları ile dolsun.

    Ovaları hayvan sürüleriyle dolup taşsın.

    Kaybolan hayvanlar yolculara azık olsun.

    Ve bizim için de her zaman bir parçacık kızartmaları bulunsun.

    Tanrı size uzun yaşam versin!

    Büyük sürüleri olsun, yağlı kuyruklu siyah ve gri koyunları olsun.

    Bol yünlü koyunların hepsi de ikiz doğursunlar.

    Yüzlercesi yağlılıktan sürünün gerisinde kalsınlar ki, böyle sevinçli günler için kurban edilsinler.

    Ve kurban için bin yıl yetsinler.

    Tanrı bize bunları ihsan eylesin!

    Bu evi kıskananlara Tanrı kötü elbiseler giydirsin.

    Başları açık kalsın, kendileri çirkin olsunlar.

    Evlerine kurbağalar doluşsun.

    Çocukları dilenci olsun.

    At derisi gibi kurusunlar.

    Gözleri aksın kör at gibi.

    Kışın postları olmasın.

    Ölünce de Cehennem’e gitsinler! ‘’

    Bu ve buna benzer mutluluk dileklerinin sonunda orada bulunanlar; hep birden "amin" der ve içki dolu tas elden ele dolaşır, ta ki misafir kalkana kadar. Sonunda ev sahibine yakın olan bir kaç kadın, gelir bavullarını açar ve gelinin getirdiği hediyeleri dağıtır.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Perş. Eyl. 19, 2024 11:00 pm