Müziğinin hikayesi cok ama cok eskiye dayanır, yer ve mekan bilinmemektedir. Uzun yıllardır çalınır, sözleri yoktur.. Notalar anlatır yaşanmış duyguları ve o imkansız ama bir o kadar da tutkulu olan bir aşkı... Melodi dile gelir, eğer çalan biliyorsa hikayesini...
Ve şöyle başlar bu imkansız ve bir o kadar da acıklı aşk;
Çevrenin sayılan soylu ailesinin tek kızının güzelliği ve asaleti dillere dolaşır, genc delikanlı ise soylu olmayan bir ailenin ikinci oğludur. Cesur bir o kadarda mert ve savaşçı bir erkektir. Kız ve delikanlı birbirlerine sevdalanırlar. Kızın ailesi bu ilişkiyi onaylamamaktadır gencin ailesinin soylu olmadığını gerekçe olarak öne sürerler.
Kızın güzelligi tüm ülkede anılmaya başlar ve zamanın rus çarı kızın methini duyar ,kızı görmek icin köye gelir ve hayran kalır. Kızın babasından kızı ister.Baba şaşkındır, buyuklere haber salinir herkes ulu kestane agacinin altinda toplanir, tarti$ilmaya baŞlanir ve sulalenin ileri gelenleri çarın arzusunu kabul edilemez bulur “bir çara verilecek kizimiz yoktur” denir.
Ve
Çar’a haber salinir bizde sanan verilecek kiz yoktur diye... Koskoca çar sinirlenir ve nasil bir sozdur der kabul edilmez bulur. Kizi kacirmak icin yola cikar..
Genc delikanli ise olanlardan habersiz aşki icin agitlar yakmakta ve kavu$acaklari gunun hayali ile gunleri eksitmekte, kiz ise caresiz aşki icin hergun aglamakda ve baba sozu ile aşki arasinda kalmakdan zorlanmaktadir.
Carin kizi kacirmak isteyişini haber alan buyukler careler peşindedirler derken kizi sevdigi delikanliya vermeyi uygun bulurlar ve çara vermektense “soylu olmasada bir dagliya gelin etmek” daha iyidir diye duşunurler... Bir an once dugun hazirliklarina başlanir, atlilar dort bi yana dagilir, haberler salinir, tum eller dugunumuz var diye.
İki gencin kalbi kavuşacak olmanin heycani ile atmaktadir. Dugun gunu gelip catar dort bir yandan gelen misafirler agirlanir, eglenceler başlar...
Car coktan gelmiş ve pusuda adamlari ile hazir vaziyette kollamaktadir her bir yani ve çarın bir emriyle tum adamlari kizi kacirmak icin dugun meydanini basarlar ve kizi alip daga kacarlar ardindan delikanli pe$lerine duşer çarın elinden sevdigini alacakdir dinlemez hicbir soyleneni aklinda tek sevdigi vardir...
Kiz caresiz yalvarir birakmalari icin, çar gulerek izin vermeyecegini soyler derken ucurum kenarindan gecerken kiz “senin olmaktansa olmeyi yeglerim” diyerek kendini ucurumdan bo$luga birakir ve delikanlinin gecmekde oldugu yola du$er, delikanli koşar sevdiginin yerde yatan cansiz vucudunu kucaklar ve koye geri doner...
Koy matem havasindadir cenaze hazirlanir ve kizi mezarliga goturenlerin ardindan yurur delikanli ve agzinda mizikasi ile ba$lar melodi calmaya. O gunden sonra ne genc delikanliyi goren olur ne de çarı...
$u an dinlemekde oldugunu melodi eskiden sevdalilarin karşilikli oynadiklari oyunda biz sevdaliyiz haberiniz olsun manasina gelirmiş. şimdiler de oynayanlar anlamani bilmedigi icindir ki dikkat etmeden oynanmaktadir ORJİNALİ agir ve yavaş hareketlerle oynanir.
Son soz “Oynarken dostlar iki sevdali gibi oynayin ki sizler oynarken bedenleriniz de can bulsunlar”...
alıntıdır
Ve şöyle başlar bu imkansız ve bir o kadar da acıklı aşk;
Çevrenin sayılan soylu ailesinin tek kızının güzelliği ve asaleti dillere dolaşır, genc delikanlı ise soylu olmayan bir ailenin ikinci oğludur. Cesur bir o kadarda mert ve savaşçı bir erkektir. Kız ve delikanlı birbirlerine sevdalanırlar. Kızın ailesi bu ilişkiyi onaylamamaktadır gencin ailesinin soylu olmadığını gerekçe olarak öne sürerler.
Kızın güzelligi tüm ülkede anılmaya başlar ve zamanın rus çarı kızın methini duyar ,kızı görmek icin köye gelir ve hayran kalır. Kızın babasından kızı ister.Baba şaşkındır, buyuklere haber salinir herkes ulu kestane agacinin altinda toplanir, tarti$ilmaya baŞlanir ve sulalenin ileri gelenleri çarın arzusunu kabul edilemez bulur “bir çara verilecek kizimiz yoktur” denir.
Ve
Çar’a haber salinir bizde sanan verilecek kiz yoktur diye... Koskoca çar sinirlenir ve nasil bir sozdur der kabul edilmez bulur. Kizi kacirmak icin yola cikar..
Genc delikanli ise olanlardan habersiz aşki icin agitlar yakmakta ve kavu$acaklari gunun hayali ile gunleri eksitmekte, kiz ise caresiz aşki icin hergun aglamakda ve baba sozu ile aşki arasinda kalmakdan zorlanmaktadir.
Carin kizi kacirmak isteyişini haber alan buyukler careler peşindedirler derken kizi sevdigi delikanliya vermeyi uygun bulurlar ve çara vermektense “soylu olmasada bir dagliya gelin etmek” daha iyidir diye duşunurler... Bir an once dugun hazirliklarina başlanir, atlilar dort bi yana dagilir, haberler salinir, tum eller dugunumuz var diye.
İki gencin kalbi kavuşacak olmanin heycani ile atmaktadir. Dugun gunu gelip catar dort bir yandan gelen misafirler agirlanir, eglenceler başlar...
Car coktan gelmiş ve pusuda adamlari ile hazir vaziyette kollamaktadir her bir yani ve çarın bir emriyle tum adamlari kizi kacirmak icin dugun meydanini basarlar ve kizi alip daga kacarlar ardindan delikanli pe$lerine duşer çarın elinden sevdigini alacakdir dinlemez hicbir soyleneni aklinda tek sevdigi vardir...
Kiz caresiz yalvarir birakmalari icin, çar gulerek izin vermeyecegini soyler derken ucurum kenarindan gecerken kiz “senin olmaktansa olmeyi yeglerim” diyerek kendini ucurumdan bo$luga birakir ve delikanlinin gecmekde oldugu yola du$er, delikanli koşar sevdiginin yerde yatan cansiz vucudunu kucaklar ve koye geri doner...
Koy matem havasindadir cenaze hazirlanir ve kizi mezarliga goturenlerin ardindan yurur delikanli ve agzinda mizikasi ile ba$lar melodi calmaya. O gunden sonra ne genc delikanliyi goren olur ne de çarı...
$u an dinlemekde oldugunu melodi eskiden sevdalilarin karşilikli oynadiklari oyunda biz sevdaliyiz haberiniz olsun manasina gelirmiş. şimdiler de oynayanlar anlamani bilmedigi icindir ki dikkat etmeden oynanmaktadir ORJİNALİ agir ve yavaş hareketlerle oynanir.
Son soz “Oynarken dostlar iki sevdali gibi oynayin ki sizler oynarken bedenleriniz de can bulsunlar”...
alıntıdır