BaBuGoY KöYü WeB SiTeSi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
BaBuGoY KöYü WeB SiTeSi

BaBuGoY KöYü


2 posters

    DİNLE NEY'DEN

    özlem
    özlem
    ÜYE
    ÜYE


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 152
    Yaş : 51
    Nerden : İSTANBUL
    Sülale : SHİKUE
    Ruh Hali : DİNLE   NEY'DEN Iyi11
    Kayıt tarihi : 16/10/08

    Kişi sayfası
    Deneyim:
    DİNLE   NEY'DEN Img_left0/0DİNLE   NEY'DEN Empty_bar_bleue  (0/0)
    Basari Puani:
    DİNLE   NEY'DEN Img_left0/0DİNLE   NEY'DEN Empty_bar_bleue  (0/0)

    DİNLE   NEY'DEN Empty DİNLE NEY'DEN

    Mesaj tarafından özlem Cuma Ara. 19, 2008 3:06 pm

    Dinle Ney'den

    Ney, sazlıkta biten alelade bir kamış değildir. Ney. âşığın elinde ateştir, gönüldür. Allah sırrıdır.
    Derler ki. Peygamber Davut, bir gün bir sazlıktan geçiyormuş. Bu sırada hafif bir rüzgâr esmeye başlamış. Kamışlar başlamış ötmeye.. Ama ne ötüş! Hazreti Davud olduğu yerde çivilenmiş kalmış. Bu ses, ne ilâhî ses, ne içten terennüm.. Bir tanesini koparmış, dudaklarına götürmüş, başlamış üflemeye.. Bundan sonra Allah'a olan âşk ve muhabbetini bu kamışla dile getirmiş. Bu kamış O'nun elinde kamış olmaktan çıkar, âşk haline gelirmiş. Davud'un ilâhîleri ve pek meşhur davudî sesi, terennümleriyle yanık nefesi ve sesiyle, feryad eden bir âşk misali ney ile ilgili olsa gerek.
    Yine söylenir ki. Hazredi Muhammed (S.A.V). Allah sırrını yalnız can yoldaşı Hz. Ali'ye söylemiş, kimseye ifşa etmemesini sıkı sıkıya tenbih etmişlerdi. Hz. Ali, bu ilâhî sırrı, bir süre içinde gizlemiş, fakat sırrın ateşine, ağırlığına dayanamamış, yüreği parça parça olmuş, çöllere düşmüştü. Bir gün, perişan sahrada dolaşırken, kör bir kuyuya rastlamış. içini yakan, kavuran ilâhî sırrı bu kuyuya boşaltmış, ferahlamıştı. Kısa bir süre sonra, kuyudan, âb-ı hayat gibi sular taşmış, vâha haline gelmiş, ağaçlar, kamışlar bitmişti. Ney bu sazlıkta biten bir kamıştı. Erbabının elinde bu kamış dile geliyor, ilâhi sırları ifşa ediyordu. İşte birçokların meyhane sazı haline getirdiği ney. böyle ilâhi bir sırrın davetçisi olarak tanınıyordu.
    Alevden nefesi ile hıçkıran, yanık ve perişan ney.. İlâhî bir selsebil aşkla dolu gönül. Mevlâna'nın, "Benim sırrım, feryadımdan uzak değil; fakat gözde, kulakta o nur yok. Ten candan, can da tenden gizli değil. Lâkin canı görmek için izin yok.." diye dile getirdiği âşk sembolü.. Ney için Mevlâna der ki:
    Gizli sırlarını söylemede cihanın O yanık ney, o yanık ney, yanık ney,. Ney nedir? O busesi güzel cananın, Öptüğü şey, öptüğü şey, öptüğü şey.
    İşte rebab ve neyin sesi, âşk evinin temel harcıydı. Bu seslerden nasibini alan âşık, vecde gelir, semâa girerdi. Gezegenler ve yıldızların, güneşin çevresindeki dönüşleri gibi, ilâhî sevgilinin manevî çevresinde döne döne.
    Mevlâna, "Semâ, ilâhî vuslata erişmek içindir" der. Bu vuslat yolunun zevkini alan âşık, zaman ve mekân kayıtlarından kurtulur. Mesnevi'de, "zamandan, zaman kaydından kurtuldun mu, keyfiyet kalmaz. Keyfiyetsiz Allah'a mahrem olursun." (c: 3, b. 2775) denir. Bu anda "Demirle mıknatıs neyse âşıkla maşuk da odur" Mesnevi, (c: 3 b. 3152). Mevlâna'mızın. "Semâ ederken, ne neyden haberimiz olur, ne teften.." buyurdukları gibi âşığın cezbe hali, onu, o anda dünya kayıtlarından sıyırır. Bu hal bir süre devam eder. Sonra, yavaş yavaş sükûna varır. Allah'ın mutlak cemaline ve celâline hamdeder: "Artık öyle bir makama ulaşmıştır ki, orada ne zikir,ne zikreden, ne de zikredilen vardır". Bunun için Mevlâna, "Semâ, aşıkların gıdasıdır. Çünkü onda canana vuslatın hayali vardır" demektir. Tebrizli Şems "Hak'kı isteyen ve ona âşık olanlar, semâ ettikleri zaman, aşkları ve manevî halleri çoğalır" diyerek, Mevlâna'yı daima semâ etmeğe teşvik etmiştir.

    Dr. Mehmet ÖNDER
    samil06
    samil06
    ADMİN
    ADMİN


    Erkek
    Mesaj Sayısı : 331
    Yaş : 39
    Nerden : ANKARA
    Sülale : SHİKUE
    Ruh Hali : DİNLE   NEY'DEN Idaree11
    Kayıt tarihi : 02/06/08

    Kişi sayfası
    Deneyim:
    DİNLE   NEY'DEN Img_left100/100DİNLE   NEY'DEN Empty_bar_bleue  (100/100)
    Basari Puani:
    DİNLE   NEY'DEN Img_left100/100DİNLE   NEY'DEN Empty_bar_bleue  (100/100)

    DİNLE   NEY'DEN Empty Geri: DİNLE NEY'DEN

    Mesaj tarafından samil06 Cuma Ara. 19, 2008 4:15 pm

    Tahir Olgun, şerh-i mesnevi adlı eserinde ney ile ilgili şunları söylüyor: ney ile insan-ı kamil bir diğerinin örneği ve temsilcisidir. çünki ney, yetiştiği kamıştan kesip ayrılmış, göğsüne ateşle delikler açılmış, başına, ayağına, hatta boğumları arasına madeni halkalar ve teller takılmış, koparıldığı yerdeki rutubetten mahrum kalmış, bundan dolayı kupkuru ve sapsarı kesilmiştir. içerisi tamamıyla boştur. Ancak neyzenin nefesi ile dolar. kendi başına kalırsa ne sesi çıkar ne sedası. hz. mevlana bir diğer rubaisinde " ney'i dinle ki neler neler söylüyor. Allahın gizli sırrını tekellüm ediyor. yüzü sararmış, içi boşalmış, başı kesilmiş, yahut neyzenin nefesine terk edilmiş olduğu halde dilsiz ve kelamsız, Huda Huda diyor." buyurmuştur.

      Forum Saati Perş. Eyl. 19, 2024 10:49 pm