İTHAF
Bu şiiri;
450. Çerkes-Rus dostluğu kutsayıcılarını' anlamakta zorluk çektiğim bir zaman diliminde, kendi toplumumun 'ÖNCÜLERİ' olduklarını ilan edenlere,
el altından kendilerini 'ÖNCÜ' ilan ettirenlere, tarihin yazdığı ve dahi yazabileceği en büyük soykırım, en büyük toplu sürgün olayını hafife alanlara,
bu soykırım ve toplu sürgünü, politize edenlere, 'Kültür Çalışması' denilince bu durumu 'Agu,Cegu, Yefen,Kafen' olarak özetleyenlere,
145 yıldır bu zulmü ve mezalimi dünyaya anlatamayanlara,
bu katliam ve cebri sürgün devam ederken 'Kolezyum seyircisi' gibi davranan sözüm ona dünyanın en 'medeni' devlet ve milletlerine,
başkaca dinlere mensup insanların 'burunları kanasa' kıyamet koparırken milyonlarca insanın katledilmesine,
binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sökülüp atılmasına,
dağlarda denizlerde cebri göç yollarında telef olmasına göz yumanlara ithaf ediyor,
bu yolda hayatını kaybeden yüz binlerce insana ALLAH(cc)'tan rahmet diliyorum.
******
BU GÜN AĞIT GÜNÜMDÜR
21 Mayıs 1864
(Nobe Sihadağas)
Heyhaatt..Heyhat.
Vurup sırtımıza taşıyamadık
Ne kinimiz,ne öfkemiz kaldı bu koca boşlukta
Vurdu eller bir birine, akardiyondan yükseldi nağmeler
Oysa Tarih sarih.
vurulduk,kırıldık ve dahi sürüldük
Ağıt günümüze ağlayamadık
Kainat sağır,bizler dilsiz duyuramadık derdimizi
Katledildiğimizi,yok edildiğimizi
Toprağından sökülen bir koca çınar gibi
Sökülüp atıldığımızı duyuramadık
Karadeniz şahit bağrına,bağrında kemik ve et
Suskun çağdaş dünya,suskun medeniyet
Balık istifi insanlar,dil bilmez,yol bilmez
Ne gittiği yerlerden haberdar,ne ana evladından
Hangi kafile ne yana soramadılar
İnlerken Kafkas dağları İnlemedi vicdanlar
Öyle ya
Vicdanı olmayan insan, inlemeden ne anlar
Kırık dökük gemiler ve mahşeri kalabalık
Kim nereye ne için gidiyor belli değil
Arafat mı Yarabbi,Kıyamet mi koptu ne
Ölüm sürgün arası bu nasıl mecburiyet
Sahile inmeyenler,inemeyenler esir
Arkasına dönenin alnının çatına kurşun
Bu nasıl gidiş Tanrım,bu nasıl gönderiliş
İnsanlık ipinden kopmuş
Merhamet sinede kokmuş.Bir hikaye gibi
"Bir varmış bir yokmuş"
Emretti Çar.Emir kesin "ya sürgün ya ölüm"
"İnin dağlardan ovaya,denize doğru yürüyün"
Kundaktaki bebek,ana karnındaki çocuk
"potansiyel düşman"
Kabardey,Abaza,Ubıh,Çeçen,Lezgi
Karadenize nazır tek çizgi
Akın, akın dağlardan insan akmakta
Ciğerleri yakmakta feryatlar,çığlıklar
"Gidin" dedikleri yer neresi? Mümkün mü dönmek?
Daha mı iyi acaba kalıp da ölmek?
Nereye gittiğini bilmeyenler,canlarını kurtarmış ya!..
Mal da canın yongası Büyük baş,Küçük baş
Katmış önüne, gittiği yere kadar götürebilme umudu
Kiminin elinde dededen kalma kılıç,kimininkinde kama
Yamaa..yama elbiselerinin altına
Gizleme telaşında
Bir yandan feryat figan,bir yandan belirsizlik
Analar yavrusunu,yavrular anasını
Araraken fellik,fellik
Bir ara kesiliverdi çığlık,feryat,figan
Her kes suskun fırtına öncesi sessizlik
Kiminin dudağında besmele,kimi haçına sarılmış
Dudaklar kımıl,kımıl ama hepsi bir dua
Derken
Yırtıyor sessizliği dağlarda çınlayan beddua
"Ya Allah yaşham kıriğako
Zamçeju kağana ya allah"
Yüreklerden fışkırıyor "amiiinn.." dudaklarda tek ses
Nefes nefese,itile kakıla istiflenen insanları
Alan gemiler ayrılıyor limandan
Sırtı dönük herkesin gidilen yere
Bakan dahi yok
Ruhlarını sıyırıp bırakmış insanlar ruhlarıyla vedalaşmakta
Binlerce yıl yaşanılan topraklar,dağlar
Çağlar boyunca içilen su ,yenilen ekmek
Terek,Kuban,Oşhamafe, Hekuj
Ateş olup akıyor ,yakıyor gönülleri
Tsemez,Tuapse, psışuapse bom, boş
Şakha,Vordane,Soçi ırmaklarına dökülmüş insanlar
Karadenize akmakta
Bakmakta "Uygar Dünya" planlı katliama
Zeharyan "Bir çok kabileyi tümüyle yok ettik" diyor
Gidenler gitti kalanlara "hoş geldin ölüm"
Kafkasların Karadeniz koyları yüz karası Rus tarihinin
Novorovski,Stavrapol,Soçi limanları konuşsun
Aç gözlü gemiciler konuşsun
Ölenler öldü yolda, geriye kalanlar konuşsun
Yalan,riya, sahtekarlık konuşmasın
21 Mayıs ağıt günümdür
Eller değmesin bir birine,eller dizlerimizi dövsün
Sussun akardiyon,gülmesin hiç kimse
Ağıt var bu gün
İnkaları,Kızılderilileri,zencileri benim kadar kim anlayabilir
Kim dertlenebilir,onların dertleriyle
Bir zenci köle için dokuz zenci öldüren canilerin
Haleti ruhiyelerini benim kadar kim bilebilir
Öldüler,öldük,Vuruldular,vurulduk,sürüldüler sürüldük
Aynı yaşam çizgisinde gördük zalimin zulmünü
Kim bilir belki aynı hastalıklardan öldük
Aynı denizlere,aynı topraklara
Aynı ellerce gömüldük
Bu gün benim ağıt günümdür
Üç yüzyıl savaştım.Kanımla,canımla
Canımı aldılar "esirsin" dediler öz yurdunda
Koymadı
Bu topraklardan sökülüp darmadağın, savrulduğum
Gün kadar
Bu gün benim ağıt günümdür
kutlamalar bitsin,düğün dursun
Bir nebze olsun, belki rahatlarım
Bu gün yeryüzü canilerine lanet okunsun.
Bu gün ağıt günümdür,top yekun yok olduğum
Karadeniz'in azgın dalgalarında
Sürgün yollarında kan revan,salgın hastalık
Ve insanlık adına utandığım günümdür
Eller değmesin bir birine ertelensin düğün
Gülmek yakışmaz ağıt gününe
Bu gün benim ağıt günümdür...
Rauf Aydemir
www.muslumancerkes.com
Bu şiiri;
450. Çerkes-Rus dostluğu kutsayıcılarını' anlamakta zorluk çektiğim bir zaman diliminde, kendi toplumumun 'ÖNCÜLERİ' olduklarını ilan edenlere,
el altından kendilerini 'ÖNCÜ' ilan ettirenlere, tarihin yazdığı ve dahi yazabileceği en büyük soykırım, en büyük toplu sürgün olayını hafife alanlara,
bu soykırım ve toplu sürgünü, politize edenlere, 'Kültür Çalışması' denilince bu durumu 'Agu,Cegu, Yefen,Kafen' olarak özetleyenlere,
145 yıldır bu zulmü ve mezalimi dünyaya anlatamayanlara,
bu katliam ve cebri sürgün devam ederken 'Kolezyum seyircisi' gibi davranan sözüm ona dünyanın en 'medeni' devlet ve milletlerine,
başkaca dinlere mensup insanların 'burunları kanasa' kıyamet koparırken milyonlarca insanın katledilmesine,
binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sökülüp atılmasına,
dağlarda denizlerde cebri göç yollarında telef olmasına göz yumanlara ithaf ediyor,
bu yolda hayatını kaybeden yüz binlerce insana ALLAH(cc)'tan rahmet diliyorum.
******
BU GÜN AĞIT GÜNÜMDÜR
21 Mayıs 1864
(Nobe Sihadağas)
Heyhaatt..Heyhat.
Vurup sırtımıza taşıyamadık
Ne kinimiz,ne öfkemiz kaldı bu koca boşlukta
Vurdu eller bir birine, akardiyondan yükseldi nağmeler
Oysa Tarih sarih.
vurulduk,kırıldık ve dahi sürüldük
Ağıt günümüze ağlayamadık
Kainat sağır,bizler dilsiz duyuramadık derdimizi
Katledildiğimizi,yok edildiğimizi
Toprağından sökülen bir koca çınar gibi
Sökülüp atıldığımızı duyuramadık
Karadeniz şahit bağrına,bağrında kemik ve et
Suskun çağdaş dünya,suskun medeniyet
Balık istifi insanlar,dil bilmez,yol bilmez
Ne gittiği yerlerden haberdar,ne ana evladından
Hangi kafile ne yana soramadılar
İnlerken Kafkas dağları İnlemedi vicdanlar
Öyle ya
Vicdanı olmayan insan, inlemeden ne anlar
Kırık dökük gemiler ve mahşeri kalabalık
Kim nereye ne için gidiyor belli değil
Arafat mı Yarabbi,Kıyamet mi koptu ne
Ölüm sürgün arası bu nasıl mecburiyet
Sahile inmeyenler,inemeyenler esir
Arkasına dönenin alnının çatına kurşun
Bu nasıl gidiş Tanrım,bu nasıl gönderiliş
İnsanlık ipinden kopmuş
Merhamet sinede kokmuş.Bir hikaye gibi
"Bir varmış bir yokmuş"
Emretti Çar.Emir kesin "ya sürgün ya ölüm"
"İnin dağlardan ovaya,denize doğru yürüyün"
Kundaktaki bebek,ana karnındaki çocuk
"potansiyel düşman"
Kabardey,Abaza,Ubıh,Çeçen,Lezgi
Karadenize nazır tek çizgi
Akın, akın dağlardan insan akmakta
Ciğerleri yakmakta feryatlar,çığlıklar
"Gidin" dedikleri yer neresi? Mümkün mü dönmek?
Daha mı iyi acaba kalıp da ölmek?
Nereye gittiğini bilmeyenler,canlarını kurtarmış ya!..
Mal da canın yongası Büyük baş,Küçük baş
Katmış önüne, gittiği yere kadar götürebilme umudu
Kiminin elinde dededen kalma kılıç,kimininkinde kama
Yamaa..yama elbiselerinin altına
Gizleme telaşında
Bir yandan feryat figan,bir yandan belirsizlik
Analar yavrusunu,yavrular anasını
Araraken fellik,fellik
Bir ara kesiliverdi çığlık,feryat,figan
Her kes suskun fırtına öncesi sessizlik
Kiminin dudağında besmele,kimi haçına sarılmış
Dudaklar kımıl,kımıl ama hepsi bir dua
Derken
Yırtıyor sessizliği dağlarda çınlayan beddua
"Ya Allah yaşham kıriğako
Zamçeju kağana ya allah"
Yüreklerden fışkırıyor "amiiinn.." dudaklarda tek ses
Nefes nefese,itile kakıla istiflenen insanları
Alan gemiler ayrılıyor limandan
Sırtı dönük herkesin gidilen yere
Bakan dahi yok
Ruhlarını sıyırıp bırakmış insanlar ruhlarıyla vedalaşmakta
Binlerce yıl yaşanılan topraklar,dağlar
Çağlar boyunca içilen su ,yenilen ekmek
Terek,Kuban,Oşhamafe, Hekuj
Ateş olup akıyor ,yakıyor gönülleri
Tsemez,Tuapse, psışuapse bom, boş
Şakha,Vordane,Soçi ırmaklarına dökülmüş insanlar
Karadenize akmakta
Bakmakta "Uygar Dünya" planlı katliama
Zeharyan "Bir çok kabileyi tümüyle yok ettik" diyor
Gidenler gitti kalanlara "hoş geldin ölüm"
Kafkasların Karadeniz koyları yüz karası Rus tarihinin
Novorovski,Stavrapol,Soçi limanları konuşsun
Aç gözlü gemiciler konuşsun
Ölenler öldü yolda, geriye kalanlar konuşsun
Yalan,riya, sahtekarlık konuşmasın
21 Mayıs ağıt günümdür
Eller değmesin bir birine,eller dizlerimizi dövsün
Sussun akardiyon,gülmesin hiç kimse
Ağıt var bu gün
İnkaları,Kızılderilileri,zencileri benim kadar kim anlayabilir
Kim dertlenebilir,onların dertleriyle
Bir zenci köle için dokuz zenci öldüren canilerin
Haleti ruhiyelerini benim kadar kim bilebilir
Öldüler,öldük,Vuruldular,vurulduk,sürüldüler sürüldük
Aynı yaşam çizgisinde gördük zalimin zulmünü
Kim bilir belki aynı hastalıklardan öldük
Aynı denizlere,aynı topraklara
Aynı ellerce gömüldük
Bu gün benim ağıt günümdür
Üç yüzyıl savaştım.Kanımla,canımla
Canımı aldılar "esirsin" dediler öz yurdunda
Koymadı
Bu topraklardan sökülüp darmadağın, savrulduğum
Gün kadar
Bu gün benim ağıt günümdür
kutlamalar bitsin,düğün dursun
Bir nebze olsun, belki rahatlarım
Bu gün yeryüzü canilerine lanet okunsun.
Bu gün ağıt günümdür,top yekun yok olduğum
Karadeniz'in azgın dalgalarında
Sürgün yollarında kan revan,salgın hastalık
Ve insanlık adına utandığım günümdür
Eller değmesin bir birine ertelensin düğün
Gülmek yakışmaz ağıt gününe
Bu gün benim ağıt günümdür...
Rauf Aydemir
www.muslumancerkes.com