BaBuGoY KöYü WeB SiTeSi

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
BaBuGoY KöYü WeB SiTeSi

BaBuGoY KöYü


    KÜRT AMCA

    özlem
    özlem
    ÜYE
    ÜYE


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 152
    Yaş : 51
    Nerden : İSTANBUL
    Sülale : SHİKUE
    Ruh Hali : KÜRT AMCA Iyi11
    Kayıt tarihi : 16/10/08

    Kişi sayfası
    Deneyim:
    KÜRT AMCA Img_left0/0KÜRT AMCA Empty_bar_bleue  (0/0)
    Basari Puani:
    KÜRT AMCA Img_left0/0KÜRT AMCA Empty_bar_bleue  (0/0)

    KÜRT AMCA Empty KÜRT AMCA

    Mesaj tarafından özlem Salı Mayıs 12, 2009 5:29 am

    Kürt Amca

    Bu yazımı yıllar önce Pendik kaynarca derneğinde karşılaştığım şimdi adını hatırlamadığım ama Emlakçılıkla uğraştğını söyleyen Uzun yaylalı kabardey Thamedemize ithaf ediyorum. Uzun yaylayı ve Kaberdeyleri duydukça tanıdıkca hep Adige kültürünün bundan sonraki omurgaları, koruyucu göğüs kafesleri diye düşünürdüm. Halbuki onlar kültürü metropollere taşıyan bizden sonra gurbete çıkan fakat bizim oralardaki gibi kültürü muhakkak muhafaza edelim gayretinde olmayan tıpkı Marmara bölgesinden 60-70 yıl önce şehirlere taşınan babalarımız gibiler. Bunu şundan söylüyorum;12 yıl kaldığım Kaynarca'da bir çok tanıdığım Adigeceyi su gibi konuşan arkadaş dostlarıma adeta yalvardım çocuklarınızla Adigece konuşun diye, hatta yeni doğan bebe ebeveyinlerine dahi yakardım. 12 yılın sonunda gördümki hiç birinin çocuğu Adigece bilmiyor. Demekki dedim uzunyaylada fos. Yukarda Emlakcı olan Thamedemize gelince hikaye şu. Beyfendi Uzunyayladan çıkanların ilklerinden. Mazisini anlatıyor sevdiğim. Köyünü terki firar ettiğinin 5 yılından sonra memleketine ziyarete gidiyor. Akrabalarının evinde büyüklerle hoş beşten sonra bebek bıraktığı fakat beş yaşında olan çocuklada muhabbete başlıyor. Çocuk her sorulana Adigece cevap veriyor, kendisi her defasında onunla Adigece konuşmuyor. Çocuk anasından öğrendiği dille hitap ediyor ama kendisi herdefasında onunla hiç Adigece konuşmuyor. Beyzade ziyaret sonrası doyduğu diyarlara dönüyor yıllar geçiyor 1 on sene sonra köyüne gidiyor aynı çocukla kendisi bu sefer ısrarla Adigece konuşuyor ama bu sefer çoçuk ısrarla Türkçe cevap veriyor. Soruyor niye Adigece konuşmuyorsun, çocuk annadığını ama Türkçe konuşmanın daha kolayına geldiğini söylüyor aldığı cevap karşısında şaşırdığınıda bizlere söylüyor efendi. Sürekli eksersiz yapan vücudlar zinde, pratikte işlerliği muhafaza edilen kültürlerde zirvede kalır. Ünüversite mezunu olduğunuda sohbet arasına sokuşturan bu beyzadeyi şahsen ben kültürümüzü katledenlerden biri olarak hatırlayacağım.
    Gelelim Kürt amcaya....Kürt amcanın diasporada atalarımın beyhude yaşamışlıklarını suratıma vururcasına attığı manevi tokatın hikayesi. Yıl 1997 sıcak ve günlerden pazar. Programsız tatil gününde vakit geçirmek için dolaşmaya çıktığım, Pendik sahillerinde, sokaklarında, çarşıda dolaşıp ara sıra kahvehanelerde mola verdiğim günlerden bir gün. İkindi saati tilki hesabı dükkana dönüyorum. Eve uzaklık 1-2 kilometre, arabaya binmemeye kararlıyım. Vakit bol, tabanvay maksat spor olsun. Kaynarcaya doğru yokuşlaşan siyah balık sırtı münübüs caddesinin kenarında, yaya kaldırımında beni götürmeye çalışan bir çift zavallı bacaklar. Taşıtların gürültüsü, eksoz dumanları, klaksiyon sesleri. Bu hengamede ha babam de babam yürüyorum. Bütün gün dolaşmanın yorgunluğu cabası. Kaynarca parkının oralarda yokuş yukarı seyyar üç tekerlekli arabasını iteleyen amca. Selamlaşıyoruz. Faydam olsun diye avuçlarımla parelel ahşap direksiyonun bir kenarına sarılıyorum. Allah razı olsun hitabı. Anlatmaya hoş beş geçici arkadaşlık muhabbeti derken arabanın uç noktasından demir hurdaların arkasından bir ses dede diyor. Ardınıp bakıyorum 6-7 yaşlarında bir erkek melek. Dede torun konuşuyorlar, çocuk birşeyler soruyor, amca Kürtçe cevaplıyor. Bir müddet onları dinliyorum. Bir eda ve tepkiyle: -Amca çocuk Türkçe konuşuyor sen niye ısrarla Kürtçe cevap veriyorsun. Çembersakkallar, posbıyıkları arasından gözüken dişlerinin arasından süzülen sesle yanıt alıyorum:
    - O bir gün bana Kürtçe cevap verecek. Biz Kürt'üz. Anadili Kürtçe, Anadiliyle muhakak konuşmayı öğrenecek diyor.
    Verilen cevap karşısında affallıyorum. Diyecek bir şey bulamıyorum. Bende Çerkezim demek istiyorum vaz geçiyorum. Horlama huyu olan, başını yastığa koyduğu an sabahlara kadar Çerkezce konuşan babamı hatırlıyorum. Kendi aralarında katıksız çerkezce konuşan Annem gözlerimin önüne geliyor. Akşam ziyaretlerinde birer dala konmuş bülbüller gibi koltuk kanepelerde şakıyan akrabalarımı bu hayel filimine ekliyorum. Derneklerdeki hepsi birer akedemisyen olan Avukat, Öğretmen, Doktor, Mühendis Thamedeleri dernek yöneticilerini gözümün önüne getiriyorum. Haluj gecelerinde kendi aralarında sohbet deryasına Çerkezce konuşarak dalan, bizler birer köçek gibi Kafe, L'eperuj oynarken Voredler söyleyen, ama ben neyse Çerkezce bilen çocuklarla veya delikanlılarla Çerkezce hitabete geçmeyen bu gravatlı beyfendilerin Xabzede (adette) hata yapanları hemen fark eden zevk-i alem tüketicilerinin bizlere ve gelecek nesle hiç birşey bırakmadıklarını bu Kürt amcadan yediğim manevi tokatla hatırladım. Zonklayan beynim yitirilmiş kültürün yürek sızılarının acılarından sonra kendime gelip amcaya gayri ihtiyati soruşum:
    - Amca yaş kaç. Cevap:
    - 68 tekrar soruşum:
    - Amca tahsilin ne ?
    Bizim kültür koruma teşkilatcısı dernek yöneticilerine ve Xabzeleri pür dikkat takip eden Thamedelerimize kapak olacak bir cevap:
    - Yeğenim okumayı askerde kendi isteğimle öğrendim.
    Kürt amcaya sevecen içtenlikle bakıyor, göz göze gelerek gülüşüyoruz. çaktırmadan, yürek ağrıları içersinde bir tebbessüm bu. Vedalaşıyor Allaha emanet ol yeğen, çok sağol yardımın dolaysiyle temmenisinden sonra bu tokatlar neticesinde tabanları yağlıyor, kendi kendime anca gidersin Recep diyorum. Akademisyen dernek yöneticilerimizin, bizim toplumu yönlendiren kesin kararlar veren gelmiş geçmiş var olan Thamedelerimizin bu Kürt amcanın yanında ne kadar küçük ve göçük kaldıklarına karar veriyorum.


    [DECENGUA-CERKESBİRLİĞİ]

      Forum Saati Perş. Eyl. 19, 2024 5:53 pm