BİR KAŞENDEN ARTA KALANLAR
Kafkasyalıdır gizlemeye çalışıyor derdini. Derdin yanında birde gururu yiyip bitiriyor onu. Yok, bir şey dese de belli aslında var çok şey…
Bir an sessizlik olsa hemen dalıp gidiyor. Belli ki bir şeyleri unutamıyor. O nu tanımayanlar ona çok sıkıcı adam oldun diyor. Zaten insan onu tanısa da O her şeyi herkese anlatmıyor. Halamı o diyorum, koca bir iç çekme ve evet sigoş diyor…
Ne var elinde diyorum, uçuklayan bir dudak, kırılmış bir kalp, birkaç beyaz tel saç, duvarlarda parçalanmış bir telefon, anlatamadığım fikirlerim diyor…
Keşke hayatımda hiç keşkeklerim olmasaydı diyor hem de bu keşke hiç….
Anlat diyorum, çekiniyor… Gururu onu yiyip bitiriyor…
Sonra geçmiş günlerin hatırına diyorum ve başlıyor…
Geçmiş geçmiş be sigoş diyor. Kaybolan onca sene, yitirilen güven duygusu, tiksintili bir bakış açısı…
Bunlar olamaz diyorum seni üzen sen misin bunlara üzülecek adam…
Gözlerini kaçırıyor belikli bir şeyler gizliyor ama pek beceremiyor. Çünkü mertliği yüzüne yansıyor, dili söylese de yüzü yalan söyleyemiyor…
Dayanamıyor kaşenlik oyundur diyenlere bir küfür savuruyor. Ağzını bozma be sigoş diyorum, bana ters ters bakıyor. İçim yanmış diyor.
Hak veriyorum, belli ki gönül ferman dinlemiyor ve onunla oyun olmuyor. Buna oyun diyenlerde gerçekten küfürü hak ediyor.
Belli canı yanıyor. Ama ben sormaya, o anlatmaya çekiniyor… Bir sigara yakıyor.
İlk karşılaşmamız diyor ve sandığın kapağını açılıyor. Anlatırken bana değil uzaklara bakıyor…
Sınıfa girişi dün gibi aklımda diyor. Sıramda gördüğü Kafkasya ile alakalı kitabı arkadaşıma sordu diyor. Sonra Kafkasyalı olduğumu öğrenince benimle tanışmak istemiş diyor.
Geldi beni sınav etti diyor ve birazda gülüyor. Sülalemin ismini bilmeme şaşırdı. Sonra kısa tanışma ve dönüp gitti diyor. Başlangıç ta bir şey yoktu ama sonradan beynime işledi diyor.
İlk çektiği mesajı anlatıyor. Sevinçten girdiği gülme krizinden bahsediyor. Arkadaşlarına ısmarladığı bir kilo tatlıyı anlatırken yüzünde acı bir tebessüm oluşuyor.
Her şey güzel gidiyordu diyor, sonra oldu hiç hesapta olmayanlar… Ve şimdi gönül derbeder diyor… O anlatıyor ben dinliyorum…
Koca üniversite yılları diyor. Üniversiteye girmeden öncesinin fanatik Kafkasyalısı şimdi oldu aşk adamı. İdeallerim vardı âşık olmadan önce sigoş ama şimdi geçmişte kaldı. Haklı olan galiba annem çıktı. Kafkasya sevdama zaten hep kızardı.
Diliyorum Allah dan diyor, davamı terk ettiğim için beni affetsin, içimdeki bu acı beni ideallerime daha da bağlasın. Karşıma benim gibi terkedilmişler çıkarsın ve beni onlara, onları bana yoldaş yapsın. Sonra içimdeki Kafkasya aşkını daha da fazlalaştırsın. Ve sonunda annem yine haksız çıksın…
Bir anda şiir gibi okuyor. Belli bir kıza olan sevdası tekradan vatan sevdasına inkişaf ediyor. Gözlerinde eski parlaklık beliriyor.
Sonra bir Kafkas şarkısının Türkçe sini bana okuyor…
Köyümüzde sayısız güzel kız vardır
Geceleri gözlerinde ay parlar
Onları sevmek güzeldir
Ama altının varsa istediğin kadar kıza âşık olabilirsin
Ama değerli bir savaş atına değer biçemezsin
O savaşta siperlerde seninle birlikte savaşır
Ve seni asla terk etmez…
Yüzünde pişmanlığın izleri daha da belirginleşiyor… ama gözlerinde hala bir umut olduğu belli oluyor… ve gülerek içi yarınlara inanç ile benden ayrılıyor…
Zaman çabuk geçiyor… Şairin de dediği gibi her şey bir gün unutuluyor ve insana ancak yaptığı hayırlı işler, ettiği hizmetler kalıyor…
Yalan olur bir gün yalan
Yaşadığın aşkın sevdan
Yaradandır baki kalan
Hayat ne garip…
Gönlünü yanlış yere sevdalandırmışlar var bu toplumda ve onun acısını çekenler. Elbet bir gün onlar da bunun farkına varacaklar. Kaç tane genç vardır yukarıda anlatıldığı gibi olan. Kafkasyasını unutup ömrünü deymez bir sözde aşka adayan…
Ya Rab sen bizim gönlümüzü yanlış sevdalardan koru. İçimizde din, vatan, millet sevgisini ziyadeleştir. Bizlere hakiki sevginin tadına varan bir toplum olmayı nasip eyle. Eğer bir hata edersek bizleri yok etme, bizleri ıslah eyle ya Rab…
Amin…
Akordeoncu
akordeoncu@muslumancerkes.com
http://www.muslumancerkes.com/php-files/viewpage.php?page_id=712
Kafkasyalıdır gizlemeye çalışıyor derdini. Derdin yanında birde gururu yiyip bitiriyor onu. Yok, bir şey dese de belli aslında var çok şey…
Bir an sessizlik olsa hemen dalıp gidiyor. Belli ki bir şeyleri unutamıyor. O nu tanımayanlar ona çok sıkıcı adam oldun diyor. Zaten insan onu tanısa da O her şeyi herkese anlatmıyor. Halamı o diyorum, koca bir iç çekme ve evet sigoş diyor…
Ne var elinde diyorum, uçuklayan bir dudak, kırılmış bir kalp, birkaç beyaz tel saç, duvarlarda parçalanmış bir telefon, anlatamadığım fikirlerim diyor…
Keşke hayatımda hiç keşkeklerim olmasaydı diyor hem de bu keşke hiç….
Anlat diyorum, çekiniyor… Gururu onu yiyip bitiriyor…
Sonra geçmiş günlerin hatırına diyorum ve başlıyor…
Geçmiş geçmiş be sigoş diyor. Kaybolan onca sene, yitirilen güven duygusu, tiksintili bir bakış açısı…
Bunlar olamaz diyorum seni üzen sen misin bunlara üzülecek adam…
Gözlerini kaçırıyor belikli bir şeyler gizliyor ama pek beceremiyor. Çünkü mertliği yüzüne yansıyor, dili söylese de yüzü yalan söyleyemiyor…
Dayanamıyor kaşenlik oyundur diyenlere bir küfür savuruyor. Ağzını bozma be sigoş diyorum, bana ters ters bakıyor. İçim yanmış diyor.
Hak veriyorum, belli ki gönül ferman dinlemiyor ve onunla oyun olmuyor. Buna oyun diyenlerde gerçekten küfürü hak ediyor.
Belli canı yanıyor. Ama ben sormaya, o anlatmaya çekiniyor… Bir sigara yakıyor.
İlk karşılaşmamız diyor ve sandığın kapağını açılıyor. Anlatırken bana değil uzaklara bakıyor…
Sınıfa girişi dün gibi aklımda diyor. Sıramda gördüğü Kafkasya ile alakalı kitabı arkadaşıma sordu diyor. Sonra Kafkasyalı olduğumu öğrenince benimle tanışmak istemiş diyor.
Geldi beni sınav etti diyor ve birazda gülüyor. Sülalemin ismini bilmeme şaşırdı. Sonra kısa tanışma ve dönüp gitti diyor. Başlangıç ta bir şey yoktu ama sonradan beynime işledi diyor.
İlk çektiği mesajı anlatıyor. Sevinçten girdiği gülme krizinden bahsediyor. Arkadaşlarına ısmarladığı bir kilo tatlıyı anlatırken yüzünde acı bir tebessüm oluşuyor.
Her şey güzel gidiyordu diyor, sonra oldu hiç hesapta olmayanlar… Ve şimdi gönül derbeder diyor… O anlatıyor ben dinliyorum…
Koca üniversite yılları diyor. Üniversiteye girmeden öncesinin fanatik Kafkasyalısı şimdi oldu aşk adamı. İdeallerim vardı âşık olmadan önce sigoş ama şimdi geçmişte kaldı. Haklı olan galiba annem çıktı. Kafkasya sevdama zaten hep kızardı.
Diliyorum Allah dan diyor, davamı terk ettiğim için beni affetsin, içimdeki bu acı beni ideallerime daha da bağlasın. Karşıma benim gibi terkedilmişler çıkarsın ve beni onlara, onları bana yoldaş yapsın. Sonra içimdeki Kafkasya aşkını daha da fazlalaştırsın. Ve sonunda annem yine haksız çıksın…
Bir anda şiir gibi okuyor. Belli bir kıza olan sevdası tekradan vatan sevdasına inkişaf ediyor. Gözlerinde eski parlaklık beliriyor.
Sonra bir Kafkas şarkısının Türkçe sini bana okuyor…
Köyümüzde sayısız güzel kız vardır
Geceleri gözlerinde ay parlar
Onları sevmek güzeldir
Ama altının varsa istediğin kadar kıza âşık olabilirsin
Ama değerli bir savaş atına değer biçemezsin
O savaşta siperlerde seninle birlikte savaşır
Ve seni asla terk etmez…
Yüzünde pişmanlığın izleri daha da belirginleşiyor… ama gözlerinde hala bir umut olduğu belli oluyor… ve gülerek içi yarınlara inanç ile benden ayrılıyor…
Zaman çabuk geçiyor… Şairin de dediği gibi her şey bir gün unutuluyor ve insana ancak yaptığı hayırlı işler, ettiği hizmetler kalıyor…
Yalan olur bir gün yalan
Yaşadığın aşkın sevdan
Yaradandır baki kalan
Hayat ne garip…
Gönlünü yanlış yere sevdalandırmışlar var bu toplumda ve onun acısını çekenler. Elbet bir gün onlar da bunun farkına varacaklar. Kaç tane genç vardır yukarıda anlatıldığı gibi olan. Kafkasyasını unutup ömrünü deymez bir sözde aşka adayan…
Ya Rab sen bizim gönlümüzü yanlış sevdalardan koru. İçimizde din, vatan, millet sevgisini ziyadeleştir. Bizlere hakiki sevginin tadına varan bir toplum olmayı nasip eyle. Eğer bir hata edersek bizleri yok etme, bizleri ıslah eyle ya Rab…
Amin…
Akordeoncu
akordeoncu@muslumancerkes.com
http://www.muslumancerkes.com/php-files/viewpage.php?page_id=712